Yaşayarak Öğrenmek

Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkânına girmiş. Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal da Napolyon’u müsait bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da
-’Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı.’ diye savuşturmuş.
Nihayet biraz sonra Napolyon’un muhafızları yetişmişler..Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon’a sormuş:
-’Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?’
Napolyon birden öfkelenmiş.
-’Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?’ diye bağırmış.Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş Askerler bakkalın gözünü bağlayıp, karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık ‘ateş’ emri
verilecek… Adamcağız içinden
-’Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin’ diye düşünürken, arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış. Karşısında
Napolyon varmış.
Tek cümleyle cevaplamış Napolyon:
-’İşte böyle bir duygu!’

Facebook'un Mavi Renkte Olmasının Nedeni

Aslında bu sadece Facebook’un özelliği değil. Dikkat edin sonrasında Twitter, Markafoni, Hotmail gibi bir çok site Facebook yaygınlaşmaya başlayınca yanlış bir hisse kapıldılar “İnsanlar mavi rengi seviyor ve o yüzden sitede daha uzun süre geçiriyor.” Bu tabiki tamamen yanlış bir teoriydi. Sadece facebook değil Mark Zuckeberg’in evinin mutfağıda masmavi.Ama Tıpkı facebook’un mavi olmasının sebebi gibi onun da sebebi aynı: Mark Zuckerberg renk körü.


Bende renk körüyüm.Dikkat ederseniz benim sevdiğim renk de mavi. Çünkü tam olarak net gördüğümüz renk mavidir. Yani şu an internetteki sitelerin %99′unun mavi tonlarda olmasını 2 şeye borçluyuz

Mark Zuckerberg gibi renk körü tasarımcıların olmasına
Facebook’un çok fazla tuttuğunu gören iştahı kabarmış insanların mavi rengi bir marka kimliği olarak görmelerinden dolayı.