Kur’an-ı Kerim, Allah’ın insana ayrı bir değer atfedip bizzat kendi hitabını duyurduğu mucizevî bir rehber. Kutsal kitabı okumayı öğrenmek ve ezberlemek hem kulluk vazifemiz hem de başlı başına ibadet sayılıyor. Bu vazifemizi iyi bir şekilde yerine getirebilmemiz için ise ilk adımda kalbimizi hazırlamamız gerekiyor.İslam dininin en büyük mucizesidir Kuran-ı Kerim. Aynı zamanda Allah’ın insana ayrı bir değer atfettiğinin göstergesi. İnsan, ancak kutsal kitabı okuduğu ve anladığı sürece Rabb’inin kendisine olan hitabını duyabiliyor. Mübarek kitabımız Kur’an-ı Kerim, kendisine tutunanları hayra ve cennete götüren bir rehber, ferdî ve sosyal hastalıklarımızın şifa reçetesi. Bu ilâhî hitaba gönül veren bir müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifeleri de var elbette. O’nu öğrenmek, okumak, anlamak, yaşamak ve yaşatmak bir kulluk borcu…
Kuran-ı Kerim’i öğrenmeyi kim istemez ki! Fakat pek çok insan da, ir yandan nefsi, bir yandan da şeytanın vesveselerine aldanıp bir türlü başlayacak cesareti bulamaz kendisinde. Oysa Kur’an öğreticileri, hiçbir harfini tanımadığı halde üç saat gibi kısa bir zaman diliminde okumayı sökenlerin, hatta daha kısa bir zamanda da Kur’an okumayı olduğunu anlatıyor. Demek ki ayet ve dua ezberlemek sanıldığı gibi zor değil. Pek çoğumuz, namaz kılarken çocukluk çağında öğrendiğimiz, Kuran-ı Kerim’in son on sûresini okuyoruz sadece. Hâlbuki kıraati uzun tutmak, daha uzun ve farklı sûreler okumak namazı daha faziletli hale getiriyor. Öğrenmenin yaşı olmadığı gibi sûre ezberlemenin de yaşı yok.
Biz kapağını açtıkça Kuran-ı Kerim, kalbimize kapılarını biraz daha açıyor. Hele bir de hafif sesle okunursa ruhumuzu okşuyor. Kutsal kitabı okumak, anlamak ve ezberlemenin yolu azimle bu işe yoğunlaşmaktan geçiyor. Ensar Vakfı Değerler Eğitimi Merkezi Kur’an Komisyonu üyesi Nazif Yılmaz, Kuran-ı Kerim okumayı öğrenmekle ezbere ilk adımı başarılı bir şekilde atabileceğimizi ifade ediyor. “And olsun, biz Kuran’ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu?” (Kamer Sûresi, 17, 22, 32 ve 40. ayetler) ayetini hatırlatarak, okuyabilmenin zor olmadığını söylüyor. Eyüp Emniyettepe Kız Kur’an Kursu öğreticisi Rümeysa Sancar’a göre ise Kuran-ı Kerim öğrenmenin ve ezber yapabilmenin kilit noktası; zihin, kalp ve dilin uyum içinde, birlikte hareket etmesi.
Zihniniz, kalbiniz ve diliniz birbirine uyduğunda, “Ya Rabbi! Ben senin kitabının ayetlerini ezberlemek ve öğrenmek istiyorum, bana ezberlemeyi ve öğrenmeyi kolaylaştır.” duası ile başlayabilirsiniz. Sonrasında, manevi heyecanı sağlamak için iki rekât “Hâcet namazı” kılabilir, dua ve istiğfar okuyabilirsiniz. Ezbere başlamadan önce zihni meşgul edecek bütün işlerinizi bitirmelisiniz. Buna rağmen şeytan türlü türlü sorunları ve dünyalık işleri akla getirerek var gücüyle çalışmaktan alıkoymaya çalışabilir. Vesvese tuzağına düşmemelisiniz. Ezber çalıştığınız mekân, sade ve sessiz olursa yoğunlaşmak daha kolay olur. Bir de mümkün oldukça yerinizi değiştirmeyin. Çünkü yeni şeyler görmek dikkati dağıtır, gözü ve gönlü meşgul eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder